Taba Türk - Amerikan İşadamları Derneği
English
 
  Ana Sayfa
  Taba Hakkında
  Yönetim Kurulu
  Başkanın Mesajı
  Online Dergi
  Üyeler
  Hizmetler
  Yayınlar
  Eleman Arayanlar

 
CV Bankası
İş Olanakları
Duyurular
 
 
 
 
  Etkinlikler / Haberler


Geri Dön

 
TABA AM CHAM GELENEKSEL BAŞARILI İŞADAMLARI ÖDÜL TÖRENİ 12 HAZİRAN GÜNÜ YAPILDI


TABA AM CHAM
GELENEKSEL BAŞARILI İŞADAMLARI ÖDÜL TÖRENİ
12 HAZİRAN GÜNÜ YAPILDI

 

TABA Am Cham Geleneksel Başarılı İşadamları Ödül Töreni bu yıl 12 Haziran Çarşamba akşamı saat 20:30 'dan itibaren İstanbul Ritz Carlton Oteli, Balo salonunda gerçekleştirildi. 241 kişinin katıldığı tören görsel ve yazılı basında büyük yankı uyandırdı. Aralarında Kanal D, ATV, CNN Türk, Habertürk, Show TV ve NTV 'nin de bulunduğu birçok televizyon kanalı çekim yaptı. Gecemizin güzelliklerini HaberTürk televizyonu 45 dakika süreli kesintisiz naklen yayınla verdi. Eski TABA üyeleri Derneğimizin tarihinde böyle görkemli bir organizasyon hatırlamadıkları konusunda fikir birliği içindeydiler. Gece boyu gelişen olayları kısaca özetlersek :

18.30 Ritz Carlton Cam salonunda üyelik sertifikası almamış ve geceye geleceğini konfirme etmiş üyelerimize Genel Başkan Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından sertifikaları dağıtıldı.

20.15 'ten itibaren misafirler balo salonunda toplanmaya başladılar.

20.45 Salon boyunca U şeklinde yerleştirilmiş 40 kişilik muhteşem protokol masası ve salonun sağ ve sol duvarlarındaki dev Türk ve Amerikan bayrakları organizasyonumuzun önemli unsurlarıydı. Kürsünün bulunduğu sahne kısmına gecenin sponsorları Cengiz İnşaat ve Erdem Holding bayrakları takılmıştı.

21.00 Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem salona geldi.

21.05 Amerika Büyükelçisi Sayın Robert Pearson'ın TABA üyelerine ve misafirlerimize hitaben yaptığı konuşmanın video banttan yayınlanması ile gecenin programı başlamış oldu.

21.10 TABA Amcham Genel Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem'in yaptığı açılış konuşması arkasından Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. Sayın Bakan 35 dakika süren Türkiye'nin dış politikası, Avrupa Birliği yolunda son dönemdeki gelişmeler ve Amerika ile olan ilişkilerimiz hakkında son derece aydınlatıcı ve bilgilendirici bir konuşma yaptı.

21.50 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu davetlilere hitap etti.

22.00 TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye'nin gündemindeki konular üzerine bir konuşma yaptı.

22:45 Başarılı işadamları ödül törenine geçildi ve işadamlarına ödülleri Dışişleri Bakanı, Amerikan Başkonsolosu, TABA Genel Başkanı, TOBB, TÜSİAD ve YASED Başkanları tarafından verildi.

  Abdülkadir Konukoğlu                George Alsop
  Ahmet Nazif Zorlu                     Güler Sabancı
  Aldo Koslowski                         Kaya Tuncer
  Ali Koç                                   Mehmet Cengiz
  Ali Sabancı                              Mehmet Emin Karamehmet
  Arzuhan Yalçındağ                    Nafi Güral
  Aydın Doğan                            Nuri Artok
  Egemen Bağış                          Rifat Hisarcıklıoğlu
  Ersin Özince                            Şarık Tara
  Faruk Eczacıbaşı                      Tuncay Özilhan
  Ferit Şahenk                           Turgay Ciner

Gecenin fotoğraflarını, Genel Başkanımız Sayın Dr. Zeynel Abidin Erdem, Amerikan Büyükelçisi Sayın Robert Pearson ve Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem'in konuşmalarının tam metinlerini yazımızın ekinde bulabilirsiniz.



TABA AmCham Genel Başkanı
Dr. Zeynel A. Erdem'in konuşması

 

Sayın Bakanım, Başkonsolos Sayın Urbancic,
Değerli Misafirler, Değerli basın mensupları,
Sevgili TOBB Başkanım Rıfat Hisarcıklıoğlu,
Sevgili TÜSİAD Başkanım Tuncay Özilhan,
Sevgili YASED Başkanım Faruk Yöneyman,

Hanımefendiler, beyfendiler
İki yılda bir yapmakta olduğumuz geleneksel TABA AM Cham başarılı işadamları sertifika törenine hoşgeldiniz.
Sayın bakanım, Sayın Başkanlarım,
Bizi bu özel günümüzde yalnız bırakmadığınız ve geldiğiniz için teşekkür ederiz.

Değerli konuklar,
Türkiye ile Amerika arasında elli yıldır süregelen siyasi, askeri ve sosyal ilişkiler sürekli olarak daha üst düzeylere taşınmaktadır. Kore'den Somali'ye, Somali'den Afganistan'a, Afganistan'dan Bosna'ya kadar her olguda müşterek hareket eden bu iki ülkenin dostlukları, 11 Eylül olaylarından sonra Türkiye'nin tereddütsüz Amerika yanında yer almasıyla daha da pekiştirilmiştir. Unutmayalım ki Amerika da gerek Güneydoğu'da PKK ile gelişen olaylarda, gerekse yılında yaşadığımız ekonomik krizin atlatılmasında bize büyük bir özveriyle destek olmuştu. TABA her iki ülke arasında büyük boyutlu ticaret ve yatırım anlaşmalarının gelişmesinde gayret sarfederek çalışmalarını sürdürürken bizden desteğini esirgemeyen Büyükelçi Sayın Robert Pearson ve İstanbul Başkonsolosu Sayın Frank Urbancic'in şahıslarında tüm Amerikan Diplomatik misyonuna teşekkürü borç bilirim ve hepinizi de sonsuz saygıyla selamlarım. İki devlet arasındaki münasebetleri en üst düzeye taşıyan , çabalarıyla Uluslararası platformlarda, Avrupa ve Yunanistan ile Türkiye'yi yakınlaştıran ismini tüm dünyaya saygınlıkla duyuran Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem'i konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.

Dışişleri Bakanı Sayın İsmail Cem'in konuşması
12 Haziran - İstanbul Ritz Carlton

 

Türk Amerikan İşadamları Derneğinin Sayın Üyeleri , Sayın Başkan
Aranızda bulunmaktan onur duymaktayım. Davetiniz için teşekkür ederim. Bu güzel topluluğa çeşitli Dış politika konularında görüşlerimi iletmek istiyorum.

Türkiyenin A.B.D. ile ilişkileri :
Bu bağlamda bakanlığımızı daha fazla ilgilendiren stratejik konulara nasıl yaklaşmaktayız diye sorarsanız, özellikle son beş yılda iki ülke ilişkilerinde ciddi boyutlarda gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Bu bizim için olduğu kadar sizin için de önemli. Çünkü ekonomi ve dış politika aslında bir bütünün iki bölümünü oluşturmaktadır. Dış Siyasetin temel amacı bir ülkenin güvenliğidir, esenliğidir. Ama günümüzde bununla beraber yürüyen ikinci amacı da ekonomik ilişkilerin siyasi alt yapısını oluşturmaktır. Bütün dünyadaki Dışişleri Bakanları bu iki amacı gerçekleştirmek için vardırlar. Türkiyenin komşularıyla olan ticari ilişkilerine baktığımızda halen dahi Avrupa'nın en kötüsüdür. Rusya ile Ukrayna'yı bu kategoriye koymaz isek, Türkiyenin doğrudan komşularıyla Dışticareti % 8 dolaylarındadır. Beş yıl evvel bu % 4 düzeyindeydi. Avrupada ise bu oran % 45 ortalamasındadır. Hatırlayalım. Beş yıl önce Suriye ile neredeyse savaşın eşiğindeydik. Yunanistan ile diyalogumuz kopuk, İranla karşılıklı elçilerimizi geri çekecek kadar kötü durumdaydık. İşte bu halde iken Dış politikanın oluşturduğu olumlu zemin üzerine ticaretimiz ikiye katlandı. Beş yıl evvel Amerika'dan parasını peşin verip satın aldığımız fırkateyni teslim alamıyorduk. Bugün ise bu gerilimler çok gerilerde kaldı. Hazır Amerikadan söz açılmışken ülkelerimizin çok ilginç bir konumu olduğuna dikkati çekmeliyim. Amerika'nın kendisi açısından sorun ve olanakları, Türkiye olarak bizim de sıkıntı ve imkanlarımızı oluşturmaktadır. Örneğin Amerika'nın bugün en önemli sorunları nelerdir ? Afganistan'dır. Uluslararası terörizmdir. Ortadoğu'daki barış sürecidir. Iraktır ve son olarak ta Makedonya'daki gelişmelerdir. Amerika için imkanlar nelerdir ? Örneğin Kafkasya'daki yeni enerji kaynaklarıdır. Türkiye'ye bakarsak bizim sorun ve olanaklarımızın Amerika'nın şartlarıyla büyük parallellik içinde olduğunu görürüz. Ortadoğudaki durum, Kosova sorunu, Afganistan'da barış gücünün yönetimi dediğimiz zaman bunlar Türkiye'yi de ilgilendirmiyor mu ? Kafkaslardaki enerji kaynakları bizim de olanaklarımızı oluşturmuyor mu ? Bunun sebebi Amerika ilgi alanının bizim tarihi ve kültürel coğrafyamız içinde kalmasıdır. Biz de bu bölgede eskisinden çok daha aktif rol almaktayız. Örneğin ilk defa Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye Dışişleri bakanları bir araya gelerek üçlü bir toplantı yaptı. Bu olaya Türkiye öncülük etti. Başlangıçta toplantı gündemi çok yüzeyseldi. Ama toplantı sırasında çok daha öze ait konular ele alındı. Bakü'de gerçekleştirilen bu görüşmeden sonra pek yakında İstanbul'da bir araya geleceğiz. Gerek bu olayda gerekse Avrupa Birliği ve diğer konularda Türkiye artık sorunun bir parçası değil çözümün parçası olarak imaj değiştirmektedir.

Türkiye Avrupa birliği ilişkileri :
1999 Helsinki toplantısında Avrupa Birliğinin Türkiye'yi aday ülke göstermesinden sonra ilişkilerimizde ciddi gelişmeler olmuştur. Her nekadar bizim arzuladığımız hız ve dinamizmde değilse bile ilişkilerimiz devamlı gelişmektedir. Burada bazı çevrelerin yanlış yorumlarına değinmek istiyorum.
- Biz ne yapsak Avrupa Birliği bizi almaz.
- Biz ne yaparsak yapalım Avrupa Birliği bizi alır.
Her iki fikir de yanlıştır. Evvela Dış politikada sezgiye ve duyguya yer yoktur. Bu bakımdan yaklaşırsak Avrupa Birliği Türkiye ilişkileri çok sağlıklıdır. Çünkü Avrupa Birliğinin Türkiye'yi yanına almasında büyük yararları vardır. Bizim de Türkiye olarak Avrupa Birliği yanında olmamızda, önemli çıkarlarımız mevcuttur. Dolayısıyla bu ilişki çok sağlıklıdır. Acaba Avrupa Birliği Türkiye'ye çok mu Düşmandır ?
Bu yüzden mi Türkiye kabul etmesin diye önümüze çok zor şartlar koymaktadır ? Yok böyle bir şey. Avrupa Birliği 1992 yılında demiş ki, " benimle birlikte olmak isteyen ülkelerin şu özellikleri taşıması lazım. " Bunlar tamamen objektif kriterler. Türkiye için konulmuş ölçüler değil. Şimdi bizim bu ölçülere uyum sağlamamız gerekli. Bunlar da idam hariç siyah beyaz kadar kesin ayrılan kriterler değil. Biz hayalimizde daima ekstremi yaratıp bu gerçekmiş gibi üzerinde kavga ediyoruz. Örneğin güncel konular arasında geçen, anadilde öğrenimin ve televizyon yayınlarının yasaklardan arındırılması, her ülkenin kendi gerçekleri içinde adapte edebilecekleri meseleler. Tabii ki ana ilkeyi tamamen yok sayarak bu benim modelim diyemeyiz. Ama Türkiye'de bunlar öyle tanıtıldı ki ; sanki özgürlüklerin tanınması, idam cezasının kalkması Avrupa Birliği uğruna katlanacağımız kötülükler gibi algılandı. Halbuki bunların çoğu bizim kendi insanlarımız için de istediğimiz şeylerdi. Burada fevkalade önemli olan Türkiye ile Avrupa Birliği arasında müzakerelerin başlamasıdır. Fazla hayalci olmayalım ama müzakerelerin başlaması özellikle Türkiye ekonomisinin önünün açılması için gereklidir. Bir de deniliyor ki,
" Acaba aceleye mi gelmekteyiz ? " Burada kısmen hakikat payı var. Yani bizim bazı konuları şu günlerde bazılarını sonra halletmemiz mümkün. Fakat siyaset herşeyden önce bir zamanlama olayıdır. Zamanlamayı doğru yapmazsanız istediğiniz kadar haklı olun veya doğru düşünün etkinliğiniz olmaz. Avrupa Birliği entegrasyonunda da birisi olumlu diğeri olumsuz iki süreç işlemektedir. Olumlu süreç ; Türkiye stratejik bağlamda olabileceği en ileri düzeyde bulunmaktadır. Ortadoğu, Afganistan veya Orta Asyada stratejik gelişmeler yaşanmaktadır. Temmuz ayında Bakü Ceyhan boru hattında en önemli adım atılacaktır. Komşularımız ve Avrupa Birliği ile ilişkilerde belli bir noktaya geldik. Türkiye Amerika ilişkileri çok iyi durumdadır. İstanbul toplantısında İslam ve Hristiyan alemini bir araya getirdik. Bu büyük toplantıya yetmişten fazla ülke katıldı. Stratejik olarak erişeceğimiz en üst noktadayız. İşte bunun için de acele etmeliyiz. Çünkü bu durumun ne süre devam edeceği hiç belli değil.
Netekim Batı Avrupa'da Türkiye üyeliğini olumsuz etkileyecek siyasi gelişmeler peşpeşe ortaya çıkmaktadır. Biz müzakere sürecini hemen başlatmalıyız ki, sonra gecikmenin faturasını ödemeyelim. Eğer amacımız bir gün müzakere masasına oturmak ise, bunu neden en güçlü olduğumuz bu dönemde yapmıyoruz. Ben şimdi geçmişe bakıyorum da, neden biz bu işi yirmi sene evvel kaçırdık diye üzülüyorum. Yunanistan ve Portekiz ile aynı tarihte müracaat etseydik yıllarca süren teröre hedef olur muyduk ?
Bugün çektiğimiz ekonomik sıkıntıları çeker miydik ? Bugün gecikirsek yirmi sene sonra işbaşına gelecek çocuklarımız da aynı acıyı çekmeyecekler mi ? Biz neden daima geride kaldık demeyecekler mi ? Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere bakıyorum ve şunları görüyorum :
- Dünyada önce verimlilik ve etkinlik önemli. Öğretmenseniz en iyiyi öğreteceksiniz. Devlet adamıysanız dünya kalitesinde olacaksınız. Yönetici iseniz aynı kurallar geçerli.
- Avrupa sosyal adaletin devamlılığını istiyor. Bu bakımdan Japonya ve Amerika'dan farklı.
- Dünyamızda akılcılık önemli.Hayallere,yalanlara yer yok artık.
- Bu düzende kavganın yeri yok.Uzlaşma hakim oluyor dünyaya.
- Akılcılık anlayışında sorunları geçiştirme de yok.
Bazı ülkeleri özel olarak inceliyorum. Mesela Çin, Polonya, Estonya. Bunlar son yıllarda büyük gelişme göstermiş ülkeler. Estonya nüfus başına en fazla yabancı sermaye çeken ülke. Bulgularımın yönlendirmesiyle Azerbaycan, Estonya, Türkiye arasında üçlü bir komite oluşturduk. İlk toplantı ekonomiden sorumlu bakanların da katılımıyla Bakü'de yapıldı. Estonya'lı bakan Yabancı Sermayedeki başarılarını bizlerle paylaştı. İkinci toplantı Türkiye'de yapılacak. Edindiğim izlenim şu.
Başarılı olmak için yasakları kaldırmak gerekli. Bu ülkelerde düşünce önündeki engeller tek tek kaldırılıyor. Uluslararası yatırımlar engellenmiyor. Yaratıcılık, girişimcilik özendiriliyor.
Bizden farklı olarak ta özgürlüklerin sorumluluk getirdiği
bilinci herkese aşılanmış. Sorumluluk yerine kavga etmiyorlar.

Amerikan Büyükelçisi Sayın Robert Pearson'ın
Geleneksel TABA AM Cham
Başarılı İş Adamları Ödül Töreni Mesajı
12 Haziran

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Dr. Erdem

Burada şahsen bulunamadığım için üzgünüm. Ama bana kısa bir mesaj verme fırsatını tanıdığınız için sizi çok takdir ediyorum. Önce bu gece onurlandırılan iş alemi yöneticilerini kutlamak isterim. Geçen yıl yönetim yeteneklerinizin en fazla denendiği bir dönem oldu. Bu gece burada olmanız ise başarınızın kanıtıdır.

Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin temeli, ticaret ve ekonomidir. Hepimizin bildiği gibi bu iki ülke yıllardır politik ve stratejik işbirliği içindedir. Kore'de saldırganlığa karşı beraberce savaştık. Elli senedir Nato da tarihin en başarılı ortaklığını yürütmekteyiz. Şimdi de özellikle Afganistan'da olmak üzere teröre karşı yakın işbirliğindeyiz. Bizler, Amerikan halkı nasıl Türk insanının sıcak dostluğuna önem veriyorsa, Amerikan hükümetleri olarak da Türkiyenin desteğine büyük değer veriyoruz. Stratejik dostluğumuz ilişkilerimizin en temel faktörü olarak kalacaktır, öyle de olmalı.

Çağımızda işbirliğimizi daha da güçlendirebiliriz. Ekonomik ilişkiler kurarak Orta Asya ve Yakın Doğuda istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabiliriz. Amerikanın liderleri bunu yapmaya kararlıdır. Benim de en birinci önceliğim budur. Hükümetlerimizin bu doğrultuda yapacağı çok işler vardır. Birinci ve en önemli iş ülkelerimizde büyüme ve fırsatlara açık bir ortam yaratmaktır. İkinci olarak ticaret ve yatırımları geliştirmek için önlerindeki engelleri kaldırmalıyız. Türkiye - Amerika Ekonomik Ortaklık Komisyonu kurulmasının ardındaki ana fikir de budur. Bu komisyon ilk defa Şubat ayında toplandı. Bu ilk toplantıda Amerikan yatırımcılarının Türkiye'ye gelmesini engelleyen sorunlar üzerinde durduk. Gene bu ilk toplantıda, Türk ihracatcılarının Amerikaya gümrüksüz mal satmasını sağlayacak Nitelikli Endüstri Bölgelerinin Türkiye'de kurulmasına karar verildi.

Makul seviyedeki ticari gelişmelerden tatmim olmamalıyız. Refahımız ticari anlaşmaları katlamamız ile mümkündür. Biz Amerikan Yönetimi olarak elimizden geleni yapacağız. Ama ne kadar başarılı olacağımız siz işalemi liderlerinin performansına göre belirlenecektir. Neticede yatırım kararı verecek, ortaklıklar kuracak ve ticari anlaşmaları neticelendirecek sizlersiniz. İkili ilişkilerimizin geleceği sizlerin elindedir.

Dr. Zeynel Abidin Erdem'in liderliğindeki TABA Amcham Yönetim Kurulu bunu anlamıştır ve yıllarca Amerikan Türk şirketleri arasındaki temasları, iletişimi ve işbirliğini geliştirmek için çalışmaktadır. TABA Amcham'in ülkelerimizin ilişkileri ve refahının gelişmesine önemli katkısı olmuştur. Şimdi daha da fazlasını yapma fırsatı vardır. Önümüzdeki iki üç yıl içinde ikili ticaret ve yatırımların önemli ölçüde arttırılması için büyük fırsatlar doğacağına inanıyorum. Ancak bu gelişme işaleminin daha da kapsamlı gayretleri olmadan kendiliğinden gerçekleşemez. Birbirinizle iletişime girmelisiniz, Türkiye ve Amerika'daki fırsatlardan yararlanmak için ekonomik açıdan sağlam iş anlaşmaları yapmalısınız.

Hiç kuşkum yoktur ki, TABA Amcham bu doğrultuda önemli ve olumlu bir rol oynayacaktır. Bu konudaki taahhüdünüz, bu gece işaleminde mükemmeliyeti ödüllendirme kararınızla ancak bu kadar iyi bağdaşabilirdi. Çünkü ancak mükemmeliyet ve hedefe kilitlenmek daha güçlü ekonomik ilişkiler kurmamızı sağlayabilir. Geçmişteki gayretlerinizi kutlarım, bu geceki mükemmeliyeti tanıtma çabalarınızı desteklerim ve ilerideki yıllarda da sizlerle beraber çalışmayı umarım. Sözlerime son vermeden önce kazananları bir kez daha kutlamak istiyorum. Sizler işinizde en iyiyi arayarak,Türkiye'nin gelecekteki refahının ve Türk Amerikan ortaklığının da en iyi temsilcileri oluyorsunuz. Teşekkür ederim.



Copyright © 2000-2022 TABA Tüm Hakları Saklıdır.