Kongre Üyesi Bob Ney ve Beraberindeki Heyet ile Toplantı

13 Aralık 2004 / Conrad Oteli – İstanbul

 

TABA Yönetim Kurulu Üyeleri 13 Aralık 2004 tarihinde, Türkiye’yi ziyaret etmekte olan Kongre Üyesi Bob Ney ve beraberindeki House Administration Committee heyetiyle Conrad Oteli’nde bir kahvaltıda biraraya geldi.

 

Sözkonusu toplantıda Başkan Adnan Nas, öncelikle TABA’nın yeni Yönetim Kurulu’nun Mayıs ayında göreve geldiği bilgisini aktardıktan sonra,  Yönetim Kurulu olarak verilmeye çalışılan mesajın Türkiye ile ABD arasındaki stratejik işbirliğinin sadece askeri alanda görüldüğü ve bunun diğer alanlara da taşınması gerektiği olduğunu belirtti. Türkiye’nin gelişmekte olan 10 büyük pazardan birisi olmasına rağmen başta ABD kökenli olmak üzere yeterli yabancı sermaye çekemediğine işaret eden Nas, Türkiye’nin ABD’deki yatırımlarının da çok sınırlı olduğunu söyleyerek Türkiye’nin ABD’deki en büyük yatırımının ABD’ye okumaya giden Türk öğrenciler olduğunu hatırlattı.

 

11 Eylül sonrasında ABD’den vize alma işlemlerinin güçleşmesi konusunun gündeme gelmesi üzerine Senatör Ney, ABD Büyükelçiliklerine kontrol etme yetkilerinin yanında karar verme esnekliği de bırakıldığı bilgisini verdi.

 

ABD’nin dünyanın tek süper gücü olması nedeniyle, çok dikkatli hareket etmesi ve imajını güçlendirmenin kendisi için öncelik olması gerektiğini vurgulayan Nas, vize alma işlemlerinde karşılaşılan güçlüklerin bu çerçevede bir sorun yarattığına işaret etti.

 

Yatırım konusunda, bu konunun genel bir sorun olduğunu ve yabancıları olduğu kadar Türk yatırımcıları da ilgilendirdiğini hatırlatan Nas, hukuki güvenliğin güçlendirilmesinin ve yatırımcının kendini güvende hissetmesinin önemine işaret etti. Daha önceden Türkiye’de şirket kurmanın oldukça uzun zaman istediğini şimdi ise 1 haftada şirket kurmanın mümkün olduğunu dile getiren Nas, yine de bürokratik bazı engellerle karşılaşılabileceğini söyledi. İstanbul dışındaki şehirlerde nitelikli işgücü bulunmasının güçlüğüne de işaret eden Nas, TABA’nın Türk firmalarına bu çerçevede bir eğitim programı sağlamasının da TABA’nın ajandasında bulunduğu bilgisini verdi.

 

Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin artırılması için sadece liderlerin el sıkışmasının yeterli olmadığını söyleyen Nas, Türkiye için ABD’ye ihracatın önemine ve kotalar meselesine dikkat çekti. Nas, Türkiye’nin geleneksel tekstil ürünleri yerine, yüksek katma değerli ürünlere konsantre olması gerektiğini de söyledi.

 

Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Azeri’nin, Türkiye’de Nitelikli Sanayi Bölgesi kurulması konusunun ABD Kongresi’nde gündeme gelip gelemeyeceği sorusu üzerine Senatör Ney, Fas, Ürdün, Singapur ve Şili ile serbest ticaret anlaşmaları yapıldığını ve Türkiye’de Nitelikli Sanayi Bölgesi kurulması konusunun bir tarihçesi olması ve içeriğinin doluluğu nedeniyle önemli olduğunu ifade etti. Ney, US Chamber of Commerce’in konuyu Kongre’nin ajandasına koyarak gündeme getirebileceğine işaret ederek, Washington’a döndüğünde konuyla ilgili bir araştıma yapacağını da belirtti.

 

Gülsüm Azeri, Türkiye’de bir Nitelikli Sanayi Bölgesi kurulmasının TABA’nın üzerinde çalışmak istediği konulardan biri olduğunu hatırlatırken, Adnan Nas tekstil ihracat kotalarının kaldırılmasının 2005 yılından 2007’ye ertelenmesinin mümkün olup olmayacağını sorusunu yöneltti.

 

Kongre Üyesi Ney, Kongre Üyeleri arasında bir görüş ayrılığı olduğunu, bazı kongre üyelerinin serbest ticaretten yana olduklarını ve kota istemediklerini söyleyerek, herkesin ekonomik olarak Çin’den korkması gerektiğini belirtti.

 

Türkiye’nin AB ve bir ölçüde ABD ile ekonomik ilişkisi olduğunu belirten Nas, Uzak Doğu’nun Türkiye için şimdiye kadar ilginç olmadığını ancak bununla birlikte Uzakdoğu’nun giderek önem kazandığını söyledi.

 

Türkiye’nin Orta Doğu’da bulunduğunu ve bölge ülkeleriyle ticaret yapması gerektiğini söyleyen Gülsüm Azeri, Orta Doğu’nun büyük bir pazar olduğunu, Türk işadamlarının İran ile iş yapmak istediklerini ancak İran-ABD ilişkilerindeki belirsizlik nedeniyle, İran’ın Türk yatırımcılar için çok cazip olmadığını ifade etti.

 

Ney, İran ile sürdürülen görüşmelerin bütün dünyanın çıkarına olduğunu söyledi.

 

Adnan Nas, AB ülkelerinde birçok kişinin Türkiye’nin AB üyeliği durumunda Türkiye’nin komşularının AB’nin komşuları durumuna gelmesinden endişe ettiği yorumunu yaparak, Türkiye’de İslam dininin uygulanışının farklı ve Türkiye’nin laik bir ülke olduğunu ifade etti.

 

Adnan Nas daha sonra Motorola Ülke Müdürü Murat Öngör’e Türkiye’de Nitelikli Sanayi Bölgesi kurulmasını bir Amerikan firması olarak nasıl değerlendirdikleri sorusunu yöneltti.

 

Murat Öngör bu soru üzerine, zaman zaman Türkiye dışında da üretim yapmak zorunda kaldıklarını ve bu durumda coğrafi olarak pazara yakınlığın hem yerel pazar hem de ABD’ye ihracatta önemli olduğuna işaret etti.

 

Başkan Adnan Nas, Atlantik ötesi ilişkilerin geliştirilmesi için Türkiye’nin diğer AB ülkelerinden daha fazla çaba sarfettiğini belirterek, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin yeterli seviyede olmamasının işadamlarının karşılıklı olarak birbirlerini tanımamaları ve iş yapma stillerini iyi bilmemelerinden kaynaklandığını söyledi. Nas, Türkiye’de başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin kurumsal altyapılarının güçlendirilmesi, rekabet güçlerini arttırmalarının temin edilmesi ve böylece Amerikan firmalarıyla işbirliğine hazır hale getirilmeleri, ayrıca raporlamalarında şeffaflık sağlanması için TABA’nın çalışmalar yapacağı bilgisini verdi.

 

Daha sonra Türkiye’deki yapısal reformlara değinen Nas, IMF programı sayesinde, enflasyonun düşürüldüğünü ve şimdiki önceliğin makroekonomik istikrarın sağlanması olacağını hatırlattı. Nas, vergi konusunda mevzuatın iyileştirildiğine de dikkat çekti.

 

Kongre Üyesi Bob Ney’in, Türkiye AB’ye girememesi durumunda ne yapmayı düşündüğü sorusu üzerine, Başkan Nas, AB’nin bir stratejik bir hedef olduğunu ve Türkiye’nin ne olursa olsun reform sürecini devam ettireceğini söyledi. Türkiye’nin Avrupa standardında bir ülke olmak istediğini ifade eden Nas,. AB kriterlerinin Türkiye için bir disiplin ve dinamiğini harekete geçiren bir unsur.olduğunu söyledi.

 

Bir soru üzerine, Gülsüm Azeri, diğer Müslüman ülkelerin Türkiye’yi farklı olarak gördükleri bilgisini vererek, diğer Müslüman ülkelerle aramızda ciddi bir sorun bulunmadığını ancak mükemmel bir ilişkinin de olmadığını dile getiridi. Azeri, Türk halkının % 98’inin İslam dininden olmakla birlikte büyük çoğunluğunun uygulamalara sıkı bir şekilde saplanmadıklarını söyledi. Azeri, Türkiye’nin diğer Müslüman ülkelere, hem Müslüman hem de modern bir ülke olması dolayısıyla örnek olacak en iyi ülke olduğunu vurguladı.

 

Kongre Üyesi Bob Ney, bir başka Müslüman ülke olan İran’da bazı kesimlerin halkın ilerlemesini istemediğini, çünkü böylelikle onları daha kolay kontrol edebildikleri yorumunu yaptı.

 

Adnan Nas toplantıda daha sonra, Büyük Orta Doğu Projesi’nin önemli bir proje olduğuna işaret ederek, Avrupa’da katıldığı ve ABD Büyükelçilikleri yetkilileriyle biraraya geldiği toplantılarda konuyla ilgili görüş alış-verişinde bulunduğunu, projenin son derece doğru olduğuna inandığını ancak projenin bir Amerikan projesi gibi takdim edilmesi yerine projeye ABD’nin katkıları ve desteğinden bahsedilmesinin diğer ülkeler açısından projenin daha kabul edilebilir olmasını sağlayacağını söyledi. Nas, Projenin sadece Amerikan projesi olarak takdim edilmesinin sorun yarattığını gözlediğini ifade etti.

 

Kongre Üyesi Bob Ney, konuyla ilgili olarak Proje’nin arkasında think-tank gruplarının olduğu bilgisini vererek, Türkiye’nin pekçok konuda anahtar olduğunu ve son derece stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti.

 

Gülsüm Azeri, Türkiye’nin kuzeyinde, Rusya’da son derece büyük bir fırsat olduğunu ifade ederek, genel olarak Rusya’dan bir yatırım yeri olarak çekinildiğini ancak Türkiye’nin böyle bir korkusu olmadığını söyledi. Türk işadamlarının yoğun olarak bölgede faaliyette bulunduğunu hatırlatan Azeri, ABD’nin bölgeyi yeterince tanımadığını ve yalnız gitmesinin avantajlı olmayacağını, bu çerçevede Türkiye’nin desteğinin önemli olduğunu vurguladı.

 

Avrupa Birliği konusunda,AB’nin henüz bir birlik haline gelemediğini, 25 ülkeden oluşan bir agregasyon, gevşek bir federasyon olduğuna işaret eden Nas, AB’nin bir birlik olmak için bir orduya sahip olması gerektiğini, bunun için de Türkiye’ye ihtiyaç duyacağını dile getirdi. AB’nin ABD’den ayrı bir güç haline gelmek için, sinerji yaratacak olan Türkiye’yi içine almasının kendisine güç katacağını ifade etti.

 

Adnan Nas daha sonra Kıbrıs konusu hakkındaki görüşlerini ve Kıbrıs konusunda yeni bir plan olup olmadığını sordu.

 

Bob Ney, Kıbrıs konusunun Kongre’nin önem verdiği konulardan birisi olduğunu belirterek, konunun gündemde olduğu ve görüşülmeye devam edildiği bilgisini verdi.

 

Adnan Nas, Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan bir sorun olmadığını, bunun doğrudan Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasındaki bir sorun olduğunu ifade ederek, sorunun çözülmesi gerektiğini çünkü AB yolunda engel teşkil ettiğini hatırlattı.

 

 

Adnan Nas, AB Amerikan Ticaret Odası ile de temasta olunduğunu ve 17 Aralık’ta “Evet” yanıtı alınması ile herşeyin bitmeyeceğini, aksine bu tarihten sonra daha çok çalışılması gerekeceğini vurguladı.