TÜRKİYENİN SİYASAL VE EKONOMİK GÖRÜNTÜSÜ

 

On sekiz ay öncesine nazaran Türkiye’nin siyasal ve ekonomik görüntüsünde nitelik ve nicelik  bakımından  çok büyük değişiklikler var. Tarafsız  insanlar veya vicdan sahibi taraflılar; bu değişikliğin Türkiye lehine olduğunu yadsıyamazlar.

 

Türkiye, siyasal açıdan Dünyanın gündeminde. Demokrasi ve İnsan Haklarında ki ilerlemeler,

Uluslararası  konularda ki ( özellikle Kıbrıs gibi )  uzlaşmacı tutumu ;  koro  halinde övgüler almasına neden olmaktadır. Avrupa Konseyi Parlamentosu Denetim Komitesinin, Türkiye’yi

Denetim dışına çıkaran kararı bunların en ilginç ve sağlam kanıtı. Bu stratejik önemi olan çok ciddi  bir  karar. Aralık/2004 de Türkiye’ye  tarih  vermek  istemeyeceklerin  işi  çok  zor.  Bu reformlarla, Türkiye’ye  adil  ve  eşit davranılması halinde AB yolu açıktır. AB ’nin en etkin ve yetkin  Devletlerinin   temsilcileri;   AB yolunun Türkiye’ye artık  iyice  açıldığını  büyük rahatlıkla ifade etmektedirler. T.B.M.M. de konuşma yapan AB Meclis Başkanı da bunu ifade etti.

 

Türkiye  Kopenhag kriterleri  için gerekeni yapmaktadır, eksik kalanları da iki-üç ay içinde tamamlayacaktır.  Başbakan  ve  Hükümet  sözcüsü  Adalet  Bakanı  bunu  ısrarla   ifade etmektedirler.

 

Türkiye  siyasal  açıdan  çok  itibar  ve  takdir  gördüğü bir süreçtedir. Bunları yapmak için Türkiye’nin  Ulusal  çıkarlarını, geleceğini  riske ettiği görüşünün sağlam bir dayanağı yok. Türkiye’nin iki günü artık birbirine eşit değil. Daha başarılıyı, güzeli, doğruyu yakalamak için hamle tazelemekte.

 

Hukukun üstünlüğüne kavuşmak için elbette Türkiye’nin hukuk normları bakımından daha çok ataklar yapması gerekmektedir. Bu ara 5020 sayılı hilkat garibesi yasa ile Sermaye Piyasalarına  vurulan darbenin fark edilerek sermaye piyasalarının bu beladan masun tutulacağını ümit etmek istiyorum.    

 

Ekonomik açıdan, Türkiye de ciddi gelişmeler var. Şubat ayı enflasyonu ilk kez ve 28 yıl sonra tek haneli olarak 9.14 olarak karşımıza çıktı. Toptan eşya fiyatlarındaki bu yıllık enflasyon düşüşü  sevindirici.

 

Hazine, 7.5 katrilyon borcu çok rahat temin etti. Faizi de % 25’in altında. ( 420 günlük ihalede faiz % 24.45) Bu elbette piyasaların Hükümetin ekonomik politikasına güven duymasından kaynaklanmaktadır. Borçlar bakımından Türkiye Ekonomisinin kırılganlığı ve hassasiyeti devam ediyor. İç borçlar 149 milyar dolar, dış borçlar ise 142 milyar dolar. Dış borçların  91 milyar doları kamu kesiminin. AKP iktidarı, bu borçları azaltmakta henüz başarılı değildir. 291 milyar dolar borçlar; GSMH nın yüzde yüzü civarında. Bu gelişmiş ülkelerde ki orana, AB nin Maastrich oranlarına göre anormal bir orandır. Türkiye Dünyada ki

En borçlu 10 ülke içinde yer almaktadır. Borcu azaltmanın yollarından biri de özelleştirmedir. Bu da hala önemi anlaşılamayan üvey çocuğumuz Sermaye Piyasalarının çağdaş örnekleri gibi değerlendirilmesi ile mümkün. Elbette daha çok yatırım, üretim, ihracat ve kamu mali disiplinine riayet borçları azaltmanın bilinen destekleri. 

 

Dışımızda, siyasal ve ekonomik bakımdan çok ciddi gelişmeler var. Ekonomik bakımından Dünyanın haşarı genci Çin’in ulusal parası Yuan ’ın dalgalanmaya bırakılması bile bir çok dengeyi bozabileceği en yetkin kişilerce ( ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan gibi) söylenmektedir. ABD ile AB nin ekonomik rekabeti ayrı bir risk odağı.

 

Türkiye’nin böylesine  dalgalı okyanusta: Ulusal birlik ve beraberliğini sağlayarak, Atatürk’ün  gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda yürümeye devam etmeli, hatta koşmalı. Cumhuriyetimizin demokratik, laik sosyal hukuk devleti niteliklerini tüm kesimlerin benimsediğini görmek elbette Türkiye’nin huzur koşulunun birincisidir. Karamsar olmak için henüz bir neden görmüyorum.

 

Güzel Günler Türkiyemi bekliyor.

 

 

Av. Bedii ENSARİ

Finans Kulüp Yönetim

Kurulu Üyesi